Farklı Aile Yapılarının Koçluk Sürecine Yansıyan Olumlu-Olumsuz Etkileri:
15-21 yaş aralığında Ankara’da ikamet eden 20 öğrenci ve aileleriyle yapılan koçluk çalışmalarına göre aile yapıları şu şekildedir:
Aşırı koruyucu ve müdahaleci aile yapısından olan öğrencilerle yapılan koçluk çalışmalarında 8 öğrencinin ebeveynlerinin isteği doğrultusunda koçluk hizmetinden yararlanmaya yönlendirildikleri gözlenmiştir. 8 öğrenci de üniversite sınavına hazırlık döneminde olup hedef belirleme, ders çalışma planı yapma, motivasyon, odaklanma ve konsantrasyon, meslek seçimi konularında koçluk almak istediklerini dile getirmişlerdir. Ebeveynlerin müdahaleci yapısı genç bireyler tarafından koçluk seansları içinde ortaya çıkmıştır. Örneğin, tiyatro okumak isteyen bir öğrencinin ebeveyni tarafından engellenmesi ve mühendislik okumaya zorlanması gibi.
Ailelere koçluk çalışmaları öncesinde danışanla koç arasında yapılan gizlilik anlaşmasından bahsedilmiş ve yapılacak koçluk çalışmaları hakkında sadece yüzeysel bilgi verilebileceği aktarılmıştır. Buna ek olarak, koçluk süreci başlamadan koçluğun işleyişinde kesinlikle danışana akıl verilmediği, tavsiyede bulunulmadığı ve yönlendirme yapılmadığı bilgisi ebeveynlerle paylaşılmıştır. Bu bilgiler doğrultusunda aşırı müdahaleci ebeveynlerin koçluk sürecinde istenilen hedefe ulaşmada karar verecek olan kişilerin çocukları olması onları başta endişelendirmiştir. Aileler çocuklarının kendilerince belirlenmiş hedeflere ulaşması için koçluktan faydalanmak istemiş ve bu konuda da koçun desteğine ihtiyaç duymuştur. Yine koçlukta var olan danışanın gitmek istediği yere koçun yardımıyla gidebileceğini, koçlukta danışan için doğru olanı asla koçun belirlemediği ve bu yönde danışanını yönlendirmediği bilgisi ebeveynlerle paylaşılmıştır.
Ebeveyn koçlukları 7 öğrencinin anneleri ile yapılmıştır. Yapılan koçluk çalışmaları sayesinde ebeveynlerden 6 tanesi koçluk sürecinin sonunda çocukları üzerindeki müdahaleyi hafifletmiş, kendi isteklerini eskisi kadar dile getirmeyi bırakmıştır. Hem genç birey hem ebeveyn açısından süreç olumlu ilerlemiş ve koçluk sayesinde çift taraflı farkındalık ve gelişim sağlanmıştır. Diğer iki ebeveynden birinin çocuğu ile sadece bir seans koçluk yapılmıştır. Anne ile genç birey arasında yaşanan meslek seçimi konusundaki anlaşmazlık ebeveyn tarafından koçluk ile istediği noktaya gelemeyeceği inancıyla koçluk seanslarına devam edilmemiştir. Ebeveynin istediği akıl verme, yönlendirme ve seanslar hakkında detaylı bilgi alma isteklerinin koçluğun içinde var olmayışının bu aileyle sürecin devam etmesini engellemiştir.
Diğer ebeveynin çocuğu ile sınav kaygısı üzerine koçluk yapılmıştır. Ebeveyn ile ise sadece koçluk seanslarından önce yapılan tanışma görüşmesinde yüz yüze görüşülmüş, ilerleyen süreçte koçluk süreci hakkında yüzeysel bilgi paylaşılmıştır. Ebeveynin başarı odaklı olması, çocuğunun üniversite sınavında iyi bir puan almasını istemesi, genç bireyde sınav kaygısına neden olmuştur. Öğrenci ile yapılan koçluklarda, genç bireyin anne ve babası istediği için sınava çok çalıştığı ve derece yapması gerektiğini söylemesi sınavı gözünde çok büyütmesine ve sınav anı ile ilgili olumsuz düşüncelere kapılmasına sebep olmuştur. Süreç tek taraflı ilerlediği için öğrenci Ygs sınavında kaygıyı normalin üstünde bir seviyede yaşamıştır. Sınavdan sonra öğrenci aslında cevaplarını bildiği soruları sınav anında yapamadığını ve bunun tek sebebinin yaşadığı aşırı stres olduğunu dile getirmiştir. Anne ve babanın sınav hakkında endişeli konuşmaları ve istedikleri sonuç olmazsa dünya başlarına yıkılacakmış gibi davranmaları ne yazık ki genç bireydeki kaygı ve stres düzeyinin normal seviyenin üstünde olmasına neden olmuştur.
Eşitlikçi ve demokratik aile yapısından olan 6 öğrenciyle yapılan koçluk çalışmalarında genç bireylerin, ders çalışma, meslek seçimi, alan seçimi, sınav stresi ve hedef belirleme konularında koçluk yapılmıştır. Bu aile yapısından olan gençlerin aileleri tarafından destek gördüğü, isteklerine saygı duyulduğu, ev ortamında mutlu oldukları gözlemlenmiş, sınav sürecinin getirdiği stres ve gelecek konusunda belirsizlik konularında koçluk almak istedikleri ortaya çıkmıştır. Koçluk süreci 6 öğrenci için de olumlu sonuçlanmış ve koçluk görüşmeleri 3-4 seans sürmüştür. Diğer aile yapılarından olan genç bireylerle yapılan koçluk seanslarına göre koçluk görüşme adedi olarak en az görüşmelerin olduğu aile yapısı eşitlikçi ve demokratik aile yapısı olmuştur.
Koçluk çalışmaları öncesinde yapılan görüşmede ebeveynlerin sakin göründüğü, endişe, kaygı gibi olumsuz duyguları taşımadıkları gözlemlenmiştir. Ebeveynlerden sadece bir tanesiyle iki seans koçluk yapılmış diğer ebeveynlerle de koçluk seansları başlamadan önce yüz yüze görüşülmüş, sürecin devam ettiği zaman diliminde aralıklı olarak yüzeysel bilgi paylaşılmıştır.
Aşırı otoriter ve baskıcı aile yapısından olan 3 öğrenciyle hedef belirleme, ders çalışma, stres yönetimi, özgüven, aile ve sosyal çevreyle etkili iletişim konularında koçluk yapılmıştır. Koçluk çalışmaları başlamadan önce ebeveyn ve öğrenciyle yapılan ön görüşmede ebeveynler çocuklarının sorununu eleştirel bir yaklaşımla dile getirmiştir. Öğrencilerde gözlemlenen ortak noktanın görüşmeye kendi istekleriyle değil ebeveynlerinin istediği ile gelmeleri olmuştur.
Konular sınav sürecinin getirdiği ders çalışamama, motivasyon, hedef belirleme ve bunun gibi konular olsa da koçluk sürecinde genç bireylerin ev ortamında mutlu olmadıkları, kendi hayatları konusunda karar alamadıkları, ebeveynlerin kendi hayatları ile ilgili verdikleri kararlardan çoğunlukla rahatsız oldukları gözlemlenmiştir.
Buna ek olarak öğrencilerden ikisinin arkadaşlık ilişkilerinde çekingen davrandıkları, sosyal ortamlarda rahat davranamadıkları görülmüştür. Üçüncü öğrencinin, ebeveynleriyle olan iletişiminde gergin ve öfkeli yapıda olduğu, arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde de çabuk sinirlenen, asi bir tutum sergilediği gözlemlenmiştir.
Ebeveyn koçluklarına anneler katılmıştır. Ebeveynlerden ikisi koçluk sürecinde aşırı baskıcı tutumunun farkına varmış ve çocuğunu bir birey olarak nasıl görebileceği konusunda farkındalık yaşamıştır. 3. Ebeveyn, koçluk çalışmaları başlamadan önce aşırı otoriter bir aile yapısında yetiştiği için kendi çocuğuna olan tutumunu aşırı baskıcı değil normal seviyede olduğu inancındayken koçluk çalışmaları sonucunda bir miktar davranışlarında değişim olmuş, eski baskıcı tutumunu hafifletmiştir. Ebeveynlerin koçluk sayesinde kendilerini daha iyi tanımaları, çocuklarına olan davranışlarının olumlu ve olumsuz etkilerini görmeleri ve değişim için adım atmaları genç bireylerle yapılan koçluklarda sürecin olumlu yönde ilerlemesine önemli ölçüde katkı sağlamıştır.
Esnek ve izin verici aile yapısından olan 1 kişiyle kendisine uygun mesleği belirleme konusunda çalışılmış, diğer iki kişiyle sorumluluk bilinci konusunda çalışılmıştır.
Bu aile yapısından olan ebeveynlerle yapılan ön görüşmede dile getirdikleri en temel sorunun çocuklarının sorumluluklarını yerine getirmedikleri olmuştur. Ders çalışma, ödev yapma, kendi yaşamının sorumluluğunu alma gibi temel görevleri yerine getirmeyen bireyler, çocukluk yıllarında kendilerinin yapabileceği yemek yeme, odalarını toplama gibi işleri kendileri yerine ebeveynlerinin yaptığı ve bu sebeple evde sorumluluk almayan genç bireylerin okul hayatı ve gelecek planlama konularında da sorumluluk alamadıkları gözlemlenmiştir. Koçluk sürecine ebeveynler de dahil olmuş, ebeveynler kendi duygu, düşünce ve davranış şekilleriyle ilgili farkındalık yaşamıştır. Bu sayede de hem kendileri hem çocukları için pozitif adımlar atmış, çocuklarının koçluk sürecinde istenen noktaya gelmelerine destek olmuşlardır.
Farklı aile yapılarından olan genç bireyler ve ebeveynlerle yapılan koçluk çalışmaları sonucunda; koçluğun işleyişini kabul eden ve koçluk sürecine dahil olan ebeveynlerle yapılan koçlukların, koçluğun işleyişine müdahale etmek isteyen ve koçluk çalışmalarına katılmayan ebeveynlere oranla sürecin hem ebeveyn hem genç birey açısından olumlu yönde ilerlediğini söyleyebiliriz. Buna ek olarak, özellikle eşitlikçi ve demokratik aile yapısından olan öğrencilerle yapılan koçluklarda, öğrenci hedefini belirleyip eyleme yönelik ilerlerken ailenin desteğini aldığını dile getirmiştir. Diğer taraftan otoriter aile yapısından olan genç bireylerle yapılan koçluklarda, öğrenciler ulaşmak istedikleri hedeften bahsederken anne ve babaları tarafından destek görmediklerini, kendi yaşamlarıyla ilgili kararları kendileri yerine ebeveynlerinin aldığını ifade etmişlerdir.
Aşırı müdahaleci aile yapısından olan öğrenciler, koçluk seanslarında hedeflerine yönelik konuşurken, konuyu özellikle ebeveynlerin aşırı müdahalesine getirdikleri, öğrencilerden bir kısmının sınava yönelik yapılan koçluk seanslarında konunun ebeveynlerinin evde ders çalışmaları yönünde aşırı baskı yapmasına getirmeleri ve bu durumun da tam tersine ders çalışma isteklerini körelttiğini dile getirmişlerdir. Bu öğrencilerin ebeveynleriyle de koçluk seansı yapılmış ebeveyn tarafından farkındalık yaşanmış ve böylece süreç olumlu yönde ilerlemiştir.
Sonuç olarak, koçluk sürecine dahil olan ebeveynlerin çocuklarıyla yapılan koçluk seanslarının olumlu yönde ilerlemesine katkı sağladığı gözlemlenmiş, bunun sonucu olarak ta koçluk sürecinden hem ebeveynler hem genç bireyler fayda sağlamış, çift taraflı gelişim yaşanmıştır.